Cumhurbaşkanı Amerika Birleşik Devletleri’nde temaslarda bulunurken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ) ittifakı çıkışı Ankara gündemini hareketlendirdi. Kimi çevreler bu çıkışı “ABD ziyaretine gölge düşürme” olarak yorumlarken, daha dikkatli bir okuma bize farklı bir tabloyu işaret ediyor: Bahçeli’nin çıkışı, Cumhurbaşkanının elini güçlendiren tamamlayıcı bir hamledir.
Bahçeli, NATO’ya alternatif bir askeri bloktan değil, enerji, lojistik, teknoloji ve finans alanlarında işlevsel bir işbirliğinden söz ediyor. Bu yönüyle TRÇ önerisi, Türkiye’nin Batı ile görüşürken aynı anda Doğu’ya da kapılarını açık tuttuğunu göstermektedir.
Diplomatik açıdan bu mesajın anlamı nettir:
• Batı’ya “Türkiye’nin başka seçenekleri var” deniliyor.
• Doğu’ya “Türkiye sizinle de işbirliği yapmaya açık” mesajı veriliyor.
• İç kamuoyuna ise “Türkiye bağımsız bir yol izliyor” duygusu aktarılıyor.
ABD ziyareti ile Bahçeli’nin çıkışını karşı karşıya koymak hatalı olur. Tam tersine, Washington’da yürütülen müzakerelerde Ankara’nın pazarlık gücünü artıran bir unsur olarak görülmelidir. Türkiye, çok kutuplu dünyada tek yöne yaslanamaz. Batı ile işbirliği sürerken, Doğu’da da güçlü ortaklıklar kurmak zorundadır.
Kısacası, bu iki hamle birbirini tamamlıyor. Cumhurbaşkanı ABD’de masada diplomasi yürütürken, Bahçeli Ankara’dan Doğu kartını masaya koyuyor. Sonuçta ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin çok yönlü dış politikasının en net göstergesi oluyor.
Yorum Yazın